Bir sporcu için beslenme olmazsa olmazların başında gelmektedir. Antrenman yapmak sadece kaslarımızda miyofibrilleri yırtarak travma meydana getirir. Katabolizma süreci başlar ancak hipertrofi için gerekli temel besin maddelerini kaslarımıza ulaştırmak gerekmektedir. Aksi halde tavaya atılmış bir biftek gibi kaslar büyümek yerine kesilecektir. Yani atrofi meydana gelecektir. Günümüzdeki vücut geliştirme sporu ile uğraşan kişilerin asıl yanlışı burada başlıyor. Beslenme bu eğitim seti içindeki en önemli konu.
Spor yapan kişiler antrenman yaptıklarında aslında vücutlarına zarar veriyor. Evet gerçek anlamda zarar veriyoruz. Verdiğimiz bu zararı düzeltmenin tek yolu beslenmeden geçmekte. Şöyle yanlış bir düşünce var yav ben dünya kadar supplement kullanıyorum öğün kaçırsam yada protein tozu içip geçsem ne olacak ki! Olucak şudur vücuda gerçek bir gıda girişi olmadığı sürece asla büyüyemez gelişemezsiniz.
Glisemik index tablosunda tüm karbonhidratların yanma hızı yer almakta. Hızlı yanan karbonhidratlar kandaki glikoz oranını artırarak insülin hormonu salgılanmasını sağlar ve en yüksek seviyede anabolik etki sağlanır. Hiç düşündünüz mü Neden bu kadar profesyonel sporcu pirinç lapası yiyor? İşte az önce bahsettiğim insülin hormonunu salgılatmak ve anabolik etkiyi yakalayabilmek için.
Yarışma öncesi yulaf yükleyen birini gördünüz mü ? Göremezsiniz bu spor yulaf sporu değil pirinç sporudur Yani hızlı yanan karbonhidrat sporudur. Yulafları artık kaldırabilirsiniz. Vücut geliştirme sporu yemek yeme sporudur. Vücudun her türlü besin maddesine ihtiyacı vardır. Bunların en başında proteinler ikinci sırada ise karbonhidratlar gelmektedir. Bu sistem tam olarak çalışması için vitamin ve minerallerin de kesinlikle eksik edilmemesi gerekiyor.
Günlük 2 öğün beslenmek ile asla gelişemezsiniz.Çünkü 2 defalık bir beslenme ile ihtiyacınız olan hiç bir besini yeteri kadar vücudunuza veremez ve hep ekside kalırsınız. Spor yapan kişilerin vücutlarında sürekli katabolik ve anabolik süreçler söz konusu olduğu için zaten ihtiyaçları normal insanların 2 katı ve yerine göre daha fazla olabilmektedir. Buda en az 3 ana öğün ve 3 ara öğün anlamına gelmektedir.
Sabahları vücuda mutlaka karbonhidrat ve protein desteği mümkünse mineral ve vitamin desteği sağlanmalıdır. Bunun sebebi antrenmanlarda travma alan kasların gece uykusunda iyileşme sürecine girmesi ve vücudun gece boyunca tüm gerekli besin öğelerini bu süreç için kullanmış olmasıdır. Sabah kalkıldığında mutlaka 20 gr protein ve 100 gr kadar karbonhidrat tüketimi sağlanmalıdır.
Bu sayede vücut birazda olsa güne başlamak için gereken besinleri alıp harekete geçmiş olacaktır. Bu noktada bir diğer yapılan yanlışı anlatmak isterim. Kişi sabah kalktığında deli gibi protein alıyor 60 70 gr ve diyor ki ben ihtiyacının yarısını sabah aldım. Hayır sen sadece 20 gr protein aldın geri kalanı ise ya atp adonin trifosfata dönüşüp yanmak için hzırlandı yada adp adonis difosfata dönüşüp yağ hücrelerinde depolanır.
Sadece fazladan kalori alıp kandaki üre seviyesini artırmış oldun ve artık ph değeri iyi olmayan bir kana sahipsin daha güne başlarken. Bu sebepten ötürü sporcular günde bir çok öğün hazırlar ve tüketirler. Çünkü karaciğer eğer steroid ve peptit alınmıyorsa bir seferde 20 25 gr arası kadar proteini parçalayıp kana karıştırabilir. Steroid alıp protokol uygulayan kişilerde bu oranlar çok daha yukarı çıkmaktadır. Kısaca tekrar etmek gerekirse ;
- Vücut geliştirme sporu yemek yeme sporudur.
- Sabahları mutlaka 20 25 gr protein ve 100 gr kadar karbonhidrat mümkünse mineral ve vitamin eşliğinde alınlaıdır.
- Gün içinde mutlaka 3 ana 3 ara öğün yapılmalıdır.
- Yulaf ile vücut geliştirmeci olunmaz pirinç tüketilmelidir. (insulin)
- Glisemik index tablosu nda yanma hızı 40 ın altında olan lifli besinler definasyon yani vücudu kurutma dönemi için uygundur.
- 1 defada 20 25 gr dan fazla protein tüketilmemeli bu her 3 saate bir olacak biçimde döngü edilmelidir.
- Yapılan antrenman türüne ve şiddetine göre kilogram başına günlük alınması gereken protein miktarı kişi steroid kullanıyor ise 2 2,2,8 gr a kadar çıkabilir ken almayan kişilerde 1,4 1,8 arası yeterli olmaktadır.